top of page

Kaç türlü nafaka bulunmaktadır? Nafaka Davalarının genel özellikleri nelerdir?


Nafaka hükümleri 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Kanunumuz nafaka türlerini bakım nafakası ve yardım nafakası olmak üzere iki gruba ayırmıştır. Bakım nafakaları, İştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasıdır. Yardım nafakasının ise alt türleri olmayıp başlı başına düzenlenmiştir.


BAKIM NAFAKALARI

1-) Yoksulluk Nafakası

Türk Medeni Kanununun 185. maddesine göre eşlerin birlikte yaşama, birbirine sadık kalma ve yardımcı olma yükümlülüğü bulunmaktadır.Boşanma ile tarafların yükümlülükleri sona erse de boşanma sonra çiftlerin yeni hayat düzenine geçmesi salt bireyler olarak hayatlarını devam ettirmeleri gerekmektedir. Kanunumuz sosyal ve ahlaki düşünceler ile boşanma sonrası yoksulluğa düşecek olan eşe diğer eşten mali gücü oranında nafaka isteyebileceğini düzenlemiştir. Kanuna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi nafaka talep edenin yoksulluğa düşecek olmasına ve boşanmanın gerçekleşmesinde kusursuz veya diğer eşten daha az kusurlu olmasına bağlıdır.

Yoksulluk nafakası tedbiren hükmedilen bir nafaka olmadığından nihai karar ile birlikte verilir.

Yoksulluk nafakasına kanunen süresiz olarak hükmedilir.Ancak nafaka borcu, nafaka alacaklısının evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden; nafaka alan tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi halinde ise nafaka yükümlüsünün açacağı nafakanın kaldırılması davası ile mahkeme kararı sona erdirilebilir.


Yoksulluk nafakası, boşanma davası sırasında talep edilebileceği gibi mahkemece verilmiş olan boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde açılacak olan nafaka davası ile de istenebilir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde: “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” Mahkemenin nafakaya hükmetmesi için nafaka talebi şarttır. Mahkeme talep edilen nafaka miktarından daha fazla bir nafakaya hükmedemez.


Hakim tarafından hükmedilecek nafaka nafaka borçlusunun mali gücüne uygun olmalıdır. Nafaka borçlusunu yoksulluğa düşürecek miktarda nafakaya hükmedilemez.

Boşanmanın feri niteliğindeki yoksulluk nafakası ve boşanma kararı kesinleştikten sonra süresinde açılan yoksulluk nafakası davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetki mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.


2-) İştirak Nafakası

Evlilik birliği devam ederken müşterek çocuğun velayeti ana ve baba tarafından birlikte kullanılır. Evlilik birliğinin sona erdirilmesi için açılan boşanma davası sonunda çocuğun velayeti ana veya babadan birine verilir. Çocuğun ana ya da babadan hangisinin yanında kalacağına çocuğun yüksek yararını gözeterek karar verecektir.


4721 Sayılı TMK 185/II. fıkrasına göre eşler, evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. TMK 182/II. maddesine göre ise “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” Kanuni düzenlemeden de anlaşılacağı üzere velayeti kendisine verilmeyen eşlerin çocuklara bakma yükümlülüğü evlilik birliğinin sona erse bile devam etmektedir. Kanunumuz bu bakım yükümlülüğü sağlamak için iştirak nafakasını düzenlemiştir. Çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın mali gücüne ve çocuğun ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir.


İştirak nafakası da boşanma davası ile birlikte veya boşanma davasından sonra açılacak ayrı bir dava ile talep edilebilir. Hakim çocuğun yaşı, eğitim durumu, genel ihtiyaçları gibi hususlar ışığında velayeti kendisinde olmayan eşin maddi durumu da göz önüne alınarak bir miktar nafakaya hükmedilecektir.

İştirak nafakasına çocuk ergin oluncaya kadar (18 yaşını dolduruncaya kadar) devam eder. Aynı zamanda çocuğun evlenmesi durumunda da iştirak nafakası kesilecektir. Ancak 18 yaşını dolduran çocuğun eğitimi hala devam ediyorsa iştirak nafakasına hükmedilecektir.


İştirak nafakası çocuğun ölmesi, ergin olması, ergin olduktan sonra eğitimine devam etmemesi ve evlenmesi halinde nafaka kesilecektir.


Yoksulluk nafakası, boşanma davası sırasında talep edilebileceği gibi mahkemece verilmiş olan boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde açılacak olan nafaka davası ile de istenebilir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde: “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” Mahkemenin nafakaya hükmetmesi için nafaka talebi şarttır. Mahkeme talep edilen nafaka miktarından daha fazla bir nafakaya hükmedemez.


Boşanmanın feri niteliğindeki yoksulluk nafakası ve boşanma kararı kesinleştikten sonra açılan yoksulluk nafakası davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetki mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.


3-) Tedbir nafakası


Boşanma davası açılmış olsa da dava görülmekte olan bir davada henüz nihai karar verilmediğinden ve bu karar kesinleşmediğinden evlilik birliği devam ettiği müddetçe eşlerin birbirlerine bakım yükümlülüğü de devam eder. Kanunumuz “Eşlerin, evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü olduklarını düzenlemiştir.Bu yükümlülük sebebiyle dava devam ederken boşanma kararının kesinleşmesine kadar eşe veya çocuğa yapılacak yardıma tedbir nafakası denir.

Diğer yandan 4721 Sayılı TMK' nın 169. maddesine göre: “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.”

Kanunumuza göre hakim ailenin korunması için gereken önlemleri kendiliğinden alır. Bu önlemlerden birisi de eş ve çocuk lehine hükmedilebilecek olan tedbir nafakasıdır.


Boşanma, ayrılık ve evliliğin feshi davalarında hükmedilecek tedbir nafakası dava tarihinden başlayarak hüküm kesinleşene kadar devam eder. Yani mahkemenin tedbir nafakası ile ilgili vereceği karar geçmişe, davanın açılması anına kadar etkilidir.


Tedbir nafakası taraflardan birinin ölümü, boşanma kararının kesinleşmesi, nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi, çocuğun reşit olması, nafaka alacaklısı eşin evlenmesi hallerinde sona erer.



YARDIM NAFAKASI


TMK 364/I. fıkrasına göre: “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Kanunumuz kan hısımlarının birlikte yaşayıp yaşamadıklarına bakmaksızın yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoy, altsoy ile kardeşlerine yoksulluğu kaldıracak miktarda ödemek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Kan hısımlığına dayanan bu nafakaya yardım nafakası denilmektedir.Türk Medeni Kanunu‟nun 364. maddesi uyarınca yardım nafakası vermekle yükümlü olanlar üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Altsoyun üstsoya nafaka verme yükümlülüğü olduğu gibi üstsoyun alt soya da nafaka verme yükümlüğü bulunmaktadır. Bu nafaka kan hısımlığından kaynaklandığından evlilik dışı doğan çocukların da nafaka alma hakları vardır.


Yardım nafakası talep eden üstsoy, altsoy ya da kardeşin kendisine yardım edilmediği takdirde zor duruma düşecek olması yani başkalarının yardımı olmadan kendisinin zorunlu ihtiyaçlarını bizzat karşılayamaması ve buna yönelik bir nafaka davası açması gerekir. Kanuni hısımlardan nafaka talep edilebilmesi için bu kişilerin ödeme gücünün bulunması gerekmektedir.



İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Arsa payının düzeltilmesi davası

Kat mülkiyeti veya kat irtifakı bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre...

Comments


Kat Mülkiyeti Hukuku

Kat Mülkiyeti

Hukuku

Image by Anirudh Gaur

Tapu iptal ve tescil davaları

520-west-28th-street-z160713-z.jpg

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi nasıl 

düzenlenir?

Image by Anirudh Gaur

Tapu iptal ve tescil davaları

Sayfa başına dön
bottom of page