Adana'da Hacizli Mallara İtiraz: İstihkak Davası Süreçleri ve Avukatlık Hizmetleri
- Avukat Mehmet Umut Erdem
- 25 Tem
- 15 dakikada okunur
1. İstihkak İddiası Nedir?
Haciz sırasında borçluya ait olmayan mal veya hakların haczedilmesi durumunda:
Borçlu, malın başkasına ait olduğunu iddia edebilir
Üçüncü kişi, mülkiyet veya rehin hakkını ileri sürebilir (İİK 85/2)
Birlikte elinde bulunduranlar, başka bir kişi lehine hak iddia edebilir
Önemli İçtihat:"Haciz sırasında hazır bulunan işçinin şirket adına yaptığı beyan, usulüne uygun istihkak iddiası sayılmaz" (Yargıtay 21. HD, 2006/9381)
2. İstihkak İddiası Nasıl Bildirilir?
Sözlü veya yazılı olarak icra dairesine yapılabilir
Haciz sırasında tutanağa geçirilebilir
Haczi öğrenme tarihinden 7 gün içinde bildirim yapılmalıdır.
Prosedür:
İddia icra dairesine bildirilir
Taraflara (alacaklı/borçlu) tebliğ edilir
3 gün içinde itiraz hakkı vardır
3. İtiraz ve Dava Süreci
Aşama | Süre | Sonuç |
İtiraz yoksa | 3 gün | İddia kabul edilir |
İtiraz varsa | - | Dosya icra mahkemesine gönderilir |
Mahkeme kararı | - | Takibin devamı veya ertelenmesi |
Dikkat:
İcra memurunun dava açma süresi verme yetkisi yoktur (Yargıtay 21. HD, 2000/8594)
Ertelenme kararı için teminat gerekir (İİK 36)
4. İstihkak Davası Açma
Üçüncü Kişi Tarafından Açılan Davalar
Yetkili mahkeme: İcra mahkemesi (mal değerine bakılmaz)
İspat yükü: Üçüncü kişidedir
Yasal karine: Borçlu elindeki mal onun sayılır (İİK 97/a)
Özel Durumlar:
Kadına ait eşyalar: Dikiş makinesi, ziynet eşyası (aksi ispatlanmalı)
Araçlar: Trafik tesciline göre iyiniyet korunur (Yargıtay 21. HD, 2008/10115)
Alacaklı Tarafından Açılan Davalar
7 gün içinde açılmalıdır (hak düşürücü süre)
İspat yükü: Alacaklıdadır
Red halinde: Haciz kalkar
5. Uygulamada Kritik Noktalar
Talimat icra daireleri istihkak prosedürünü uygulayamaz (Yargıtay 12. HD, 2000/5442)
Satış sonrası dava açılamaz (İİK 97/9)
Kötü niyetli itirazlar tazminata yol açar
Örnek Vaka:"Aracını hacizle yükümlü olarak satan borçlu, sonraki hacizde alıcının istihkak davası kabul edilmiştir" (Yargıtay 15. HD, 1995/4346)
6. Sonuç ve Tavsiyeler
✅ Borçlular: Hacizde hazır bulunup iddianızı tutanağa geçirtin✅ Üçüncü kişiler: 7 günlük süreyi kaçırmayın✅ Alacaklılar: İtiraz için 3 günlük süreyi takip edin
Dikkat: Bu rehber, İİK 85-99. maddeler ve Yargıtay içtihatları (21. HD 2008/10115, 12. HD 2005/22335) ışığında hazırlanmıştır. Bireysel durumlar için avukatınıza danışın.
DETAYLI AÇIKLAMALAR
Borçlu hakkında haciz işlemi uygulanırken borçluya ait olmayan mal, alacak ya da hakların haczedilmesi halinde bu hacze itiraz imkanı vardır. Borçlu elinde bulunan malın bir başkasına ait olduğunu ya da bir başkasının rehni olduğunu iddia edebileceği gibi üçüncü kişi de haczedilen malın kendisine ait olduğunu ya da rehin hakkı olduğunu iddia edebilir. İİK 85/2. maddesi ile de borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran üçüncü kişiler başka bir üçüncü kişi yararına istihkak iddiasınd istihkak davası açılmadan önce haczedilen bir mal, hak veya alacak üzerinde icra takibinin tarafı dışındaki bir üçüncü kişinin kendi adına takip borçlusunun veya borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran kişinin başka bir üçüncü kişi yararına mülkiyet veya rehin gibi bir hakkı bulunduğunu ileri sürmesidir. (Ali Güneren, İstihkak Davaları, -2008, S.2)
Buna göre borçlu üçüncü bir kişi yararına, üçüncü kişi kendi adına, borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran üçüncü kişi başka bir üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunabilir. Borçlu ile malı birlikte elinde bulundurmayan bir üçüncü kişinin başka bir üçüncü kişi için istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur.
Haciz sırasında hazır bulunan işçi haczedilen malların çalıştığı şirkete ait olduğunu bildirmiştir. Bu kişi davalı şirketi temsile yetkili olmadığı gibi İİK 85/2 maddesinde açıklanan “…Borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıs” kapsamında da değildir. Bu nedenle bu kişinin açıklamasını usulüne uygun bir istihkak iddiası olarak değerlendirmek olanaksızdır. (21. HD 28.3.2006 9381-3011)
İstihkak iddiası icra dairesine sözlü olarak bildirilebileceği gibi dilekçe ile de bildirilebilir. Genellikle haciz sırasında sözlü olarak bildirilip, icra memuru tarafından haciz tutanağına yazılmaktadır.
Haciz sırasında hazır bulunup istihkak iddiasında bulunmayan borçlu ya da üçüncü kişi haczi ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine dilekçe ile yada sözlü olarak istihkak iddiasını bildirebilir.
Borçlu ya da üçüncü kişi yada borçlu ile malı elinde bulunduran üçüncü kişi, diğer bir üçüncü kişi için istihkak iddiasında bulunması üzerine bunu haciz ve icra tutanaklarına geçirir ve istihkak iddiasını alacaklı ve borçluya bildirir.
İcra Memuru istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye yedi gün içinde dava açması için süre verme yetkisi yoktur. İcra Müdürlüğü yasaya aykırı olarak dava açması için süre vermiş olsa bile üçüncü kişi verilen süreden sonra dava açmış olsa bile icra mahkemesince dava süre aşımı yönünden reddedilemez. Çünkü yasaları doğru uygulamakla görevli icra hakimi icra müdürlüğünün yanlış kararı ile bağlı değildir. (21. HD. 05.12.2000 8594/8831 )
Üçüncü kişinin istihkak iddiası alacaklı ve borçluya, borçlunun üçüncü kişi yararına istihkak iddiası alacaklıya bildirilir.
Borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran üçüncü kişinin, bir başka üçüncü kişi yararına ileri sürdüğü istihkak iddiası da alacaklı ve borçluya bildirilmesi gerekir. ( Ali Güneren, İstihkak Davaları 2008 72. sayfa)
İcra müdürlüğünce istihkak iddiası taraflara bildirilirken ayrıca iddiaya itirazları olup olmadığını bildirmeleri için üç günlük süre verir.
Haciz, talimat icra müdürlüğünce yapılmış olsa bile istihkak iddiası üzerine İİK. 97 ve 99. maddesinin uygulanmasına dair işlemin asıl icra dairesince yapılması gerekir. Talimat icra dairesinin istihkak prosedürünü uygulama yetkisi yoktur. (12. HD. 21.04.2000, 5442-6450)
Alacaklı istihkak iddiasını tebliğ etmeyen icra müdürlüğü işlemini süresiz şikayet edebilir. ( 12. HD. 20.01.1986, 1985/6830-414)
Takibin durdurulmasına karar verilmiş olmadıkça istihkak iddiası satış isteme süresinin işlemesini engellemez. (12. HD 14 .11.1983 17570/8852)
İstihkak iddiasına üç gün içinde itiraz etmeyen alacaklı istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Bu nedenle üçüncü kişinin istihkak davası için neden yoktur. Buna rağmen üçüncü kişi dava açar ve alacaklı tarafından dava kabul edilirse yargılama giderleri davacı üçüncü kişi üzerinde bırakılır. ( 21 HD. 25.5.2001 3978-4128 )
Üç gün içinde itiraz etmediği için üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılan alacaklının süresinden sonra yaptığı itiraz üzerine icra müdürlüğünce prosedürün işletilmesi icra mahkemesince de bu hususun gözden kaçırılarak takibin devamına ve istihkak iddia edenin yedi gün içinde dava açması için süre verilmesi sonucu dava açılması üç günlük hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması ile doğan sonuçları ortadan kaldırmaz. Üçüncü kişinin istihkak iddiası alacaklı tarafından kabul edilmiş sayıldığından davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekir. (21. HD. 07.3.2000 1930-1963 )
İstihkak iddiasına alacaklı veya borçlu üç günlük sürede itiraz ederse icra müdürlüğünce icra dosyası icra mahkemesine gönderilir. İcra mahkemesi dosya üzerinden veya gerek görürse ilgilileri davet ederek duruşma yapmak sureti ile edineceği kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.
İİK. 97 ve 99. maddelerinde yazılı prosedürü uygulayacak olan asıl takibin yapıldığı yer icra müdürlüğüdür. ( 12. HD. 22.12.2005 22335-25798 )
Talimat icra müdürlüğünün görevi haczi uygulayıp haciz tutanağını takibin yapıldığı icra müdürlüğüne göndermektir. ( 12. HD. 24.3.1999 2980-3926)
İcra mahkemesi istihkak iddiasının sırf satışı geri bırakma gayesi ile kötü niyetle yapıldığını kabul edecek ciddi deliller bulunması halinde takibin devamına karar verir. Takibin devamı kararı kesindir temyiz edilemez. ( İİK. 97/5)
Takibin devamı kararı ile birlikte icra mahkemesi üçüncü kişiye yedi gün içinde istihkak davası açması için süre verir. Üçüncü kişi bu kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açmaz ise alacaklıya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. Takibin devamı kararı üçüncü kişiye tebliğ edilmeden de üçüncü kişinin dava açması mümkündür. Bu durumda üçüncü kişinin dava açması için mahkemece verilen yedi günlük süre başlamamış olacağından davanın da süresinde olduğu kabul edilir.
İcra mahkemesi istihkak iddiasının süresinde olup ayrıca ciddi olduğu kanaatine varırsa takibin ertelenmesine karar verir. Bu erteleme kararı istihkaka konu haczedilen mallara ilişkin takip işlemlerinin ertelenmesi anlamına gelir. Takibin tümünün ertelendiği anlamına gelmez.
Takibin ertelenmesi halinde haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan İİK. 36. maddesinde gösterilen teminat alınır. Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre icra hakimi tarafından takdir olunur. Takibin ertelenmesi kararının hüküm ve sonuç doğurabilmesi mahkemece gösterilen teminatın yatırılmasına bağlıdır. Teminatın yatırılması ile takip ertelenmiş sayılır.
Takibin ertelenmesi kararı ile İİK. 36. maddesinde gösterilen teminatın alınmasına karar verilmesinin yanı sıra 3. kişiye de dava açması için yedi günlük süre verilir.
Takibin ertelenmesi kararının temyizi mümkündür. Tefhim ve tebliğinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir.
İstihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünce İİK. 97. maddesinde öngörülen prosedür işletilmiş ve icra mahkemesince takibin devamı veya ertelenmesi kararı verildikten sonra dava açılmış ise icra mahkemesince takibin devamı veya ertelenmesi kararına ilişkin dosya getirtilerek, kararın tebliğ edilip edilmediği tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde davanın açılıp açılmadığını denetlemesi gerekir. Kararın tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre geçtikten sonra dava açılmış ise davanın süre yönünden reddi gerekir.
Vekil aracılığı ile takip edilen işlerde kararın vekil yerine asile tebliği hukuksal sonuç doğurmayacağından dava süresi asile tebliğ ile başlamaz. (15 HD. 05.6.1989- 1413/2637)
Süresinde istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişi icra müdürlüğünün İİK. 97/1. maddesinde belirtilen işlemleri yapmasını beklemeden direk istihkak davası açabilir. Bu durumda dava süresinde kabul edilir. Prosedür işletilmeden dava açılmasına engel yasal bir düzenleme yoktur.
Borçlu elinde haczedilen bir mal üzerinde mülkiyet ve rehin gibi bir hakkı olduğunu iddia eden üçüncü kişi haczi öğrenme tarihinde itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne istihkak iddiasında bulunması gerekir.
İstihkak iddiasında bulunmamış üçüncü kişi haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açmak zorundadır. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder.Dava açmak için öngörülen 7 günlük süre hak düşürücü süredir.
Üçüncü kişinin haczi öğrendiği tarih konusunda delil yoksa üçüncü kişinin bildirdiği tarihte haczi öğrendiği kabul edilmelidir. Alacaklı, üçüncü kişinin haczi bildirdiği tarihten önce öğrendiğini savunursa, bu savunmasını ispatla yükümlüdür.
Üçüncü kişi, hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davası açabilir. Satış bedeli alacaklıya ödenmişse takip bu mal yönünden sona erdiğinden artık istihkak davası açılamaz. (İİK 97/9)
İstihkak davası açılınca yasada öngörülen satış isteme süreleri işlemez.(İİK 97/8)
Süresinde açılan istihkak davası ile hak düşürücü süre kesilmiş olur. Açılmamış sayılmasına karar verilen davanın hak düşürücü süreyi koruma özelliği kalmaz. Birinci dava hiç açılmamış sayıldığından, ikinci dava önceki davanın devamı sayılamaz. Bu nedenle yedi günlük hak düşürücü dava süresi ikinci açılan davanın açıldığı tarihe göre hesaplanır. (21 HD. 24.12.2002- 9551/11116)
2.Yetki ve Görev
Hacizden doğan istihkak davası hacizli malın değerine bakılmaksızın icra mahkemesinde görülür. (İİK. 97/6-9, 99. mad. )
İhtiyati haciz uygulanmasına dayalı istihkak davaları da icra mahkemesinde görülür. Haczin ihtiyati haciz yada kesin haciz olması istihkak davasının çözümünde görev yönünden bir fark doğurmaz. (İstihkak davaları Ali Güneren 2008)
1086 sayılı HUMK’nun 512/1. maddesine göre eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde istihkak davasının açılabileceği açıkça düzenlenmişti. Bu özel yetki kuralı HUMK'nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturmakla birlikte genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığı ve İİK’nun 50. maddesi gereğince de HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulandığı için hacizden doğan istihkak davaları genel yetki kuralınca, yasada ayrıca düzenlenmiş olmadıkça (taşınmazlarda ve iflastaki istihkak davası gibi,) davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, özel yetki kuralı uyarınca da; haciz icra takibinin yapıldığı yerde uygulanmış ise bu yer, talimat aracılığı ile uygulanmışsa hacizli malın bulunduğu yer ya da icra takibinin yapıldığı yer,icra mahkemesinde açılabilirdi (HUMK’nun 512/1, 9, İİK’nun md. 97–99. maddeleri).
6100 sayılı HMK’da, 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkündür. Davanın bunların dışındaki bir yerde açılması halinde ise, yetki itirazında bulunulmuşsa HMK’nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekir. 8 H.D 18.06.2013 2013/5808-9394 sayılı kararında da bu husus vurgulanmıştır.
3. İstihkak Davasına İlişkin Koşullar
- Hacizden doğan istihkak davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesi gerekir. Takip kesinleşmeden borçlunun mal ve haklarına haciz konulamaz. Ancak ihtiyati haciz için takibin kesinleşmesi gerekmez. İhtiyati haciz sırasında da istihkak iddiasında bulunulması mümkündür.
- İstihkak davasının dinlenebilmesi için hukuken geçerli bir haczin olması gerekir. Geçerli bir haciz yoksa davanın konusu da yoktur. Davanın reddi gerekir.
- İstihkak davasının dinlenebilmesi için süresinde yapılmış geçerli bir istihkak iddiasının da olması gerekir.
4. Üçüncü Kişi Tarafından Açılan İstihkak Davası
Malın borçlu elinde haczedilmesi üzerine istihkak davası açma hakkı kural olarak haczedilen malda mülkiyet veya rehin hakkı olduğunu ileri süren üçüncü kişiye aittir. Ancak istihkak davasının yasaya konuluş amacının haczedilen şey üzerinde alacaklıya karşı daha üstün bir hak ileri süren kişinin haklarını korumak olduğu göz önünde tutularak mülkiyet ve rehin sözcüklerinin sınırlandırıcı olmadığı, irtifak hakları, taşınmaz yükü gibi diğer sınırlı ayni haklar, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, sözleşmeden doğan ön alım, geri alım, kira sözleşmesinden doğan haklar gibi tapuya şerh verilerek güçlendirilmiş kişisel haklar, mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, finansal kiralama sözleşmesinden doğan haklara dayanarak da istihkak davası açılabileceği Yargıtay kararlarında ve öğretide kabul edilmektedir. ( İstihkak Davaları, Ali Güneren, 2008, 601. sayfa)
Dava açma yükümlülüğü üçüncü kişiye ait olduğu halde alacaklı tarafından dava açılmış ise dava reddedilmeyip incelenmelidir. Bu durumda ispat külfeti yine üçüncü kişidedir. İspat külfeti alacaklıya geçmez.
Borçlunun istihkak davasında davacı sıfatı yoktur. İİK. 96 ve devamı maddelerinde üçüncü kişi ve alacaklının dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasında alacaklı davalı olarak gösterilmelidir. Borçlu üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmamış ise davalı olarak gösterilmesi gerekli değildir. Yargıtay uygulamaları bu doğrultudadır. Örneğin; Borçlu üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunmuş ise yada üçüncü kişinin istihkak iddiası icra müdürlüğünce kendisine bildirildiğinde üç gün içinde itiraz etmemiş ise, davalı olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ancak haciz sırasında hazır bulunmamış ise, istihkak iddiası kendisine bildirilmemiş ise yani İİK. 97. maddesindeki prosedür uygulanmadan direk üçüncü kişi tarafından dava açılmış ise borçlunun da davalı gösterilmesi gerekir.
İstihkak iddiasına genel hükümler çerçevesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır, dosya üzerinden karar verilemez.
‘..İstihkak davalarına İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. İcra hakimi, tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yöntemine uygun biçimde davet etmeden hüküm veremez.
Basit yargılama usulünü düzenleyen HMK'nun 317 ve devamı maddelerinde belirtilen usul çerçevesinde yargılama yapılıp hüküm verilmesi gerekir.
Bu durum, Anayasa’nın 36. maddesi ile teminat altına alınan ve 18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih, 89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de geçerlilik kazanmış bulunan AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
Diğer yandan, istihkak davalarında alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta 1/4’ü peşin olarak alınmalıdır. Her ne kadar 01.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun “Ön İnceleme ve Tahkikat” başlıklı 320. maddesinin 1. fıkrasında 1086 sayılı HUMK’ndaki düzenlemelerden farklı olarak: “(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir…” düzenlemesine yer verilerek basit yargılama usulüne tabi davalar açısından duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesi olanağı getirilmişse de; Mahkemelerce bu hükmün uygulanacağı haller tayin edilirken, özellikle iddia ve savunma haklarının kısıtlanması sonucunu yaratacak uygulamalardan kaçınılması ve her olayın özelliğine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Somut olaya gelince, davacı 3. kişi, haczedilen bilgisayarın kendisine ait olduğunu iddia ederek, haczin kaldırılmasını istemiş, fatura ibraz etmiştir. Davalı alacaklı vekili ise cevap dilekçesi ile yetki itirazının yanı sıra, faturanın delil gücü olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece duruşma açılarak taraflara duruşma gün ve saati tebliğ olunarak, iddia ve savunma çerçevesinde kanıtların toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde duruşma açmaksızın dosya üzerinden inceleme ile sonuca karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” 8HD 01.07.2013 2013/7009-10316
İstihkak davasında yasal karine İİK. 97/a maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Buna göre bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.
Alacaklı yararına olan bu yasal karinenin varlığını kabul etmek için borçlunun haciz yapılan adresle ilişkisinin kesin olarak saptanması gerekir. ( 21 HD. 03.3.2008, 2007/6546-3392)
Bu karinenin aksini ispat yükü üçüncü kişiye aittir.
Dava konusu mala borçlunun yerleşim yerinde haczedilmiş ise, borçlunun huzurunda ya da ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ya da takibe konu senette yazılı adreste haczedilmiş ise ispat yükü istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye aittir.
Birlikte oturulan yerlerdeki mallarda mahiyetleri itibarı ile kadın erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılabilir veya örf ve adet sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Örneğin, birlikte oturulan yerde bulunan dikiş makinesi örf ve adet gereği kadına ait eşyalardandır. (21 HD. 04.11.2003, 7033-8820)
Aynı şekilde altın ziynet eşyası da niteliği gereği kadına ait eşyalardandır. Bunun aksini ispat külfeti alacaklıya aittir. (21 HD. 18.05.1999, 3037-3426)
Niteliği gereği kadına ait olmayan eşyalar ise çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrik süpürgesi, fırın, koltuk, buzdolabı, halı, televizyondur. (21 HD. 10.12.2002 8897-10495)
İki tekerlekli küçük bisiklet çocuğa ait bir eşyadır. (21 HD. 28.04.1998 3201-3041)
İİK. 106/2 maddesi gereğince borçlunun üçüncü şahıslardaki alacağı taşınır hükmündedir. Örneğin, bankalardaki mevduat.
Borçlunun bankalar nezdindeki mevduatına icra müdürlüğünce gönderilen yazı ile haciz konulabileceği gibi İİK. 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilerek de haczedilebilir.
Trafikte tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri noterlerce yapılır. Noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir. Buna göre borçlunun elinde haczedilen bir araç trafik sicilinde başka bir kişi adına kayıtlı ise, ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Ve davalı alacaklı o aracın borçluya ait olduğunu ancak noterde yapılmış bir satış ve devir sözleşmesiyle ispat edebilir. İspat edemezse, icra mahkemesi üçüncü kişinin istihkak davasının kabulüne karar verir.
Davacı üçüncü kişi aracı satın aldığı tarihte trafik kaydında haciz şerhi bulunmadığından araç mülkiyetini kazanmıştır. (21 HD. 01.04.2008 10115-5230)
Trafik sicilinde üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir şerhi bulunan araç plakasını dürüstlük kurallarına aykırı olarak satın alan kişinin araç üzerinde elde ettiği haklar alacaklının haklarını etkilemez. (21 HD. 02.03.2004 2003/ 11067-1902)
Borçlunun yeğeni olan davacı üçüncü kişi, aracı satın alırken iyiniyetli olmadığından satışı alacaklıya karşı ileri süremez. (21HD 01.04.2003 1712-2828)
Aracın gerek kaydi haczi gerekse fiili haczi üzerine istihkak davası açılabilir.(21 HD 04.06.2001 4245-4428)
Trafik sicilinde haciz şerhi bulunmayan aracı noterde düzenlenen sözleşme ile satın alan üçüncü kişi iyiniyetlidir. Satıştan sonra aracın trafik sicilinde alıcı adına tescil yapılmaması satışı geçersiz kılmaz. (21 HD 23.11.2000 7384-8379)
Haciz şerhi, aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak davacıya satılmıştır. Davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra, yasal süresi içinde satış istenmediğinden haciz kendiliğinden kalkmış olup, mülkiyet davacıya geçtikten sonra icra müdürlüğüne başvuran yeni alacaklı tarafından konulan ikinci hacze karşı ileri sürülen istihkak iddiasının kabulü gerekir. (15 HD 20.09.1995 4346-4835)
Davacının istihkak iddiasını haklı bulan mahkemece davanın kabulüne karar verilir. Mahkemece davanın kabulü ile istihkaka konu mallara ilişkin haczin kaldırılmasına karar verilir. Kararın kesinleşmesi ile birlikte dava konusu mal üzerindeki haciz kalkar.
İstihkak iddiası rehin hakkına dayalı ise, malın rehin hakkı ile haczedilmiş sayılmasına karar verilir.(21 HD 12.11.2001 7845-7563)
Davayı kabul eden mahkeme, alacaklı veya borçlunun ,üçüncü kişinin istihkak iddiasına kötüniyetle itiraz ettikleri kanaatine varırsa, davacı üçüncü kişiye tazminat ödenmesine karar verir.
Alacaklının salt üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkması kötüniyetli davranış sayılmaz.(21 HD 15.03.2004)
Haczin düşmesi ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse, davalı alacaklı kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulamaz.(21 HD 17.02.2004 03/10135-1218)
Alacaklının kötü niyetinden maksat, haczedilen malların, üçüncü kişiye ait olduğunu bildiği halde, haczin uygulanmasını istemesidir.(21 HD 13. 02. 2001 836-1060)
İstihkaka konu mala ilişkin satışın durdurulması istenmemiş ya da talep edilmekle birlikte, icra mahkemesince talep reddedilmişse, hacizli mal ihale ile satılır.Bu durumda istihkak davasının konusu satış bedeline dönüşür.Bu durumda icra hakimi bedelin yargılama sonuçlanıncaya kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir. (İİK 97/10)
Davanın sonunda, üçüncü kişinin talebi kabul edilirse, satış bedelinin davacı üçüncü kişiye ödenmesine, satış bedeli alacaklıya ödenmişse, alacaklıdan alınıp davacı üçüncü kişiye ödenmesine karar verilir.
Satış bedelinden fazlaya hükmedilemez.(21 HD 18.09 2001 5901- 5880)
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasında, mahkemece üçüncü kişinin istihkak iddiası sabit görülmezse, dava reddedilir.Ret kararı ile haciz kesinleşir.Hükmün temyizi de satışı durdurmaz. Satışın durması için ,İİK 97/14 hükmüne göre İİK 36 maddesi gereğince Yargıtay’dan tehiri icra kararı alınması gerekir.
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davası reddedildiğinde, eğer, takibin ya da satışın durdurulmasına karar verilmişse alacaklı yararına tazminata hükmedilir.(İİK 97/13)
Herhangi bir nedenle dava konusu mahcuzlar üzerindeki haciz kalkarsa, davanın konusu kalmaz. Mahkemece konusu kalmayan davayla ilgili karar vermeye yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
Alacaklı Tarafından Açılan İstihkak Davası
Haczedilen şey borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa icra müdürlüğünce o şahıs aleyhine icra mahkemesine dava açması için alacaklıya yedi gün mühlet verilir.
Yedi günlük süre icra müdürlüğü kararının alacaklıya tebliğ veya tefhiminden itibaren başlar. Yedi günlük süre hak düşürücü süredir. Davanın süresinde açılıp açılmadığı, icra mahkemesince resen denetlenmesi gerekir.
Alacaklı yedi günlük süre içinde dava açmazsa, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır, istihkaka konu mal üzerindeki haciz kalkar.
Alacaklıya dava açması için verilen yedi günlük süre içinde alacaklı dava açmaz, üçüncü kişi dava açarsa, yedi günün sonunda, alacaklı istihkak iddiasını kabul etmiş sayılıp, haciz kalkmış olacağından,üçüncü kişi tarafından açılan davanın konusu kalmayacağından, karar vermeye yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
Alacaklı yedi gün içinde dava açmamış, üçüncü kişi yedi günlük süre geçtikten sonra dava açmışsa, açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekir.
Alacaklıya dava açması için süre verme yetkisi, asıl takibin yapıldığı yer icra müdürlüğüne aittir.Talimat icra müdürlüğünce alacaklıya dava açması için süre verilmesi geçerli değildir.(21 HD10.10 2005 4687-9066)
Alacaklı tarafından İİK 99 maddeye göre açılan istihkak davasında davalı üçüncü kişidir.
Haczedilen malın üçüncü kişiye ait olduğunu bildiren borçlu da davalı olarak gösterilmesi gerekir.Ancak borçlu haczedilen malın kendisine ait olduğunu ileri sürerse davalı olarak gösterilmesine gerek yoktur. Alacaklı tarafından açılan davada ispat külfeti davacı alacaklıya aittir.Alacaklı haczedilen malın üçüncü kişiye değil, borçluya ait olduğunu ispatlaması gerekir.
Davanın alacaklı yerine üçüncü kişi tarafından açılması halinde ispat külfeti yer değiştirmez. Yine ispat külfeti alacaklıya aittir.
İcra mahkemesince üçüncü kişinin istihkak iddiasının haksız olduğu kanaatine varılırsa alacaklı tarafından açılan davanın kabulü ile davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilir.
Alacaklı açtığı davada haklı çıkarsa davada davalı olarak taraf olsa bile borçlu tazminattan sorumlu tutulamaz.Çünkü alacaklıyı bu davaya açmaya zorlayan üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmuş olmasıdır. Borçlunun istihkak iddiasını kabul edip etmemesinin dava açmasına ve takibin durmasına herhangi bir etkisi yoktur. (Ali Güneren İstihkak Davaları, 1248. sayfa)
Alacaklı tarafından açılan davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine ilişkin verilen kararın temyizi hükmün icrasını durdurmaz. İcranın durdurulması İİK. 36. madde çerçevesinde mehil belgesi alınıp Yargıtay’ dan icranın geri bırakılması kararı alınmasına bağlıdır.
Mahkemece üçüncü kişinin istihkak iddiasının yerinde olduğu kanaatine varılırsa alacaklı tarafından açılan dava reddedilir. Ret kararı ile birlikte istihkaka konu mal üzerindeki haciz kalkar. İstihkak iddiası rehin hakkına dayalı ise mal rehin hakkı ile yükümlü olarak haczedilmiş sayılır.
Davanın reddi kararı ile birlikte İİK. 97/15. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi, alacaklının kötü niyetli olması, davaya konu malın borçluya ait olmadığını bile bile dava açtığı sübut bulursa üçüncü kişi lehine de tazminata hükmedilir.
🔍 Adana'da İstihkak Davası Nedir?
Adana'da yapılan haciz işlemlerinde:
Borçluya ait olmayan mallar haczedildiğinde
Üçüncü kişilerin hakları ihlal edildiğinde
Hukuka aykırı hacizlerde başvurulan yasal yoldur
Adana Özelinde Bilinmesi Gerekenler:
✔️ Adana İcra Müdürlüğü'nde yılda 500+ istihkak başvurusu
✔️ Adana İcra Mahkemesi'nde 3-6 ay arası dava süresi
✔️ Yerel uygulamada trafik kayıtlı araçlar için özel prosedürler
📌 Adana'da İstihkak Davası Açmanın 5 Kritik Adımı
1️⃣ İddianın Bildirilmesi (İİK 85/2)
Nerede? Haczi yapan icra dairesine
Nasıl? Sözlü veya yazılı
Süre: Haczi öğrendikten sonra 7 gün
2️⃣ İtiraz ve İnceleme
Alacaklının 3 gün içinde itiraz hakkı
İtiraz yoksa: İddia kabul edilir
İtiraz varsa: Dosya Adana İcra Mahkemesi'ne gönderilir
3️⃣ Mahkeme Süreci
Ortalama 2-4 ay sürer
Deliller: Tapu kaydı, fatura, trafik tescil belgesi
Yargıtay 21. HD 2008/10115: "Araç alıcıları iyiniyetle korunur"
4️⃣ Karar ve Uygulama
✅ Kabul: Haciz kaldırılır❌ Red: Haciz devam eder⚠️ Ertelenme: Teminat yatırılır.
5️⃣ Olası Sonuçlar
Malın iadesi
Tazminat (kötü niyet durumunda)
Satış bedelinin ödenmesi
📍 Adana'ya Özel Uygulamalar
Trafik Kayıtlı Araçlar
Adana Trafik Şube'den güncel tescil belgesi şart
Noter satışı olmayan devirler geçersiz (Yargıtay 21. HD 2003/1712)
Aile Eşyaları
Kadınlara ait ziynet eşyası: Otomatik koruma
Erkeklere ait eşyalar: İspat gerektirir
İş Yerleri
Kozan ve Ceyhan'da ticari mal hacizlerinde farklı uygulamalar.
❓ Adana'da Sık Sorulan Sorular
Q: Haciz sırasında hazır değildim, ne yapmalıyım?→ Haczi öğrendiğiniz tarihten 7 gün içinde Adana İcra Müdürlüğü'ne başvurun
Q: Aracım haczedildi, tapu bende ama borçlu kullandı?→ Trafik tescil belgesiyle ivedi itiraz edin (Adana 2. İcra Mahkemesi 2023/1245)
Q: İstihkak davası ücretleri nedir?→ 2025 için 10.000-30.000 TL arası (mal değerine göre)
⚖️ Adana İcra Mahkemesi Kararlarından Örnekler
2023/5891: Hacizli araç alıcısının iyiniyeti kabul
2022/3216: Kadınlara ait ziynet eşyası haczi iptal
2021/4587: Borçluyla aynı evde yaşayanın eşya iddiası red.
📢 Neden Adana'da Bir Avukatla Çalışmalısınız?
✔️ İcra daireleriyle hızlı iletişim
✔️ Yerel mahkeme uygulamalarını bilme
✔️ Seyhan, Yüreğir, Çukurova'da ofis desteği
✔️ 7/24 acil haciz müdahalesi
📞 Hemen Arayın: Adana istihkak davası avukatı
📍 Hizmet Bölgelerimiz:Seyhan | Yüreğir | Çukurova | Karaisalı | Ceyhan | Kozan
(Kaynaklar: İİK 85-99, Yargıtay 21. HD 2008/10115, Adana İcra Mahkemesi 2023/5891)
Comments