İcra Mahkemesi kararları tefhimden, tefhim edilmemiş ise tebliğden itibaren 10 Gün içerisinde istinaf edilmelidir.Tefhim kararın sözlü olarak bildirilmesidir. Yargılamanın son duruşmasında mahkeme yapmış olduğu yargılama sonucundaki kararını taraflara tefhim eder. Hakim kararı tefhim ederken neden böyle bir karar verdiğini hangi hukuk kurallarına göre kanaate vardığını gerekçeli olarak açıklamaz. Gerekçe açıklanmamasına rağmen tarafların 10 günlük istinaf süresi bu tefhim ile başlamaktadır.Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu düşünen taraf kararı tefhimden itibaren 10 gün içerisinde istinaf etmelidir.İstinaf dilekçesinde mahkeme kararında bulunan usule ve esasa ilişkin hukuka aykırılıkların tamamını hukuki olarak açıklamak ve vurgulamak gerekmektedir. Mahkeme kararında bulunan hukuka aykırılıkları anlamamız için de gerekçeli kararı incelemek ve öğrenmek , hakimin hangi maddi ve hukuki olaylara dayanarak karar verdiğini net olarak anlamamız gerekmektedir.Mahkeme tefhim ile kararının gerekçesini açıklamadığından tefhimden itibaren 10 günlük istinaf süresi içerisinde mahkemeye verilecek istinaf dilekçesinin tam ve sağlıklı olması mümkün değildir. Bu sebeple taraflar mahkemeye ilk önce istinaf süresi içerisinde süre tutum dilekçesi vermeli, gerekçeli kararın hazırlanıp mahkemece tebliğ edilmesinden itibaren ise ayrı bir dilekçe ile gerekçeli istinaf dilekçesi vermelidir.
Tefhimden itibaren istinaf dilekçesi veya süre tutum dilekçesi verilmemiş, yargılamanın karşı tarafı da kararı istinaf etmemiş ise karar kesinleşecek ve istinaf hakkınız sora erecektir. Bu durumda gerekçeli karar yazılıp tebliğ edilse bile, yapılan tebligat yeni bir istinaf hakkı vermeyecektir.
Diğer yandan mahkemeye süre tutum dilekçesi verildikten sonra, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yine istinaf süresi olan 10 günlük süre içerisinde ayrı bir gerekçeli istinaf dilekçesi verilmelidir. Ayrı bir dilekçe verilmemiş ise karar istinaf edilmiş olur ancak inceleme sadece süre tutum dilekçesinde belirttiğiniz sebeplerle sınırlı olarak yapılır. İstinaf dilekçesinde hiç bir sebep belirtilmemiş ise inceleme sadece kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak yapılır.Bu durumda davanızda haklı olsanız bile hatalı kararın sebebiyle davayı kaybetme ihtimaliniz bulunmaktadır.
Konuyla ilgili yargıtay kararı;
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/14003 Esas, 2020/328 Karar Sayılı İçtihat
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair sebepler yanında kendisine yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi kararının 10/04/2018 tarihinde davalı vekilinin yüzüne karşı verildiği, 11/04/2018 tarihinde süre tutum dilekçesi verildiği, istinaf sebeplerinin süre tutum dilekçesinde belirtilmediği, gerekçeli kararın 30/04/2018 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekilinin 11/05/2018 tarihinde verdiği gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinde sunulmadığı, kamu düzenine ilişkin resen dikkate alınacak istinaf sebeplerinin de bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verildiği görülmektedir.
Alacaklının temyizi üzerine Dairemizce gerekçeli istinaf dilekçesi onay tarihinin 10.05.2019 olması nedeniyle süresinde verildiği gözetilerek gerekçeli istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bu kez ... Bölge Adliye Mahkemesibbb. Hukuk Dairesinin 2019/1503 E. 2019/1848 K. sayılı kararı ile; ... Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğünün 16.07.2019 tarihli müzekkere cevabına göre gerekçeli istinaf dilekçesinin sisteme ilk defa 11.05.2018 tarihinde kaydedildiği dolayısıyla gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verilmediğinden bahisle Dairemizin bozma kararına karşı direnildiği görülmektedir.
Buna göre ... Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğünün 16.07.2019 tarihli müzekkere cevabından anlaşılacağı üzere gerekçeli istinaf dilekçesinin 11.05.2018 tarihinde yasal süreden sonra verildiği dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmasında isabetsizlik olmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca ... Bölge Adliye Mahkemes.... Hukuk Dairesince istinaf talebinin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu, 28.12.2018 tarih 2018/2221 E. - 2018/3200 K. sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya müsteniden bozulduğu anlaşılmakla, yukarıda yazılı gerekçelerle verilen direnmeye ilişkin kararın onanması gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 16/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Comments